-1-   -2-   -3-   -4-   -5-   -6-   -7-   -8-   -9-

Musa'nın birinci kitabı, bölüm 2: Yaratılış hikayesi açıklamalarıyla birlikte

1. Böylece gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.

1. Böylece gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.


Ayet: Ruhsal olan insan, kendini geliştirmeye devam eder ve en yüksek iyiyi arar.


Gerekçe: "Gökler ve yer" insanın içsel ve dışsal doğasını sembolize eder; bu doğalar ruhsal uyumu yakalamıştır. "Bütün işlerin tamamlanması" içsel mükemmelliğin elde edilmesini ifade eder.


2. Yedinci gün Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. O gün yaptığı işten dolayı dinlendi.

2. Yedinci gün Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. O gün yaptığı işten dolayı dinlendi.


Ayet: İnsan en yüksek iyiye ulaştığında, içsel mücadelesi sona erer ve ruhsal huzur durumuna girer.


Gerekçe: "Yedinci gün" ruhsal huzurun hüküm sürdüğü durumu simgeler ve içsel mücadelenin sona erdiği zamandır. "Tanrı'nın dinlenmesi" uyum ve mükemmelliğin elde edilmesini yansıtır.


3. Tanrı yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.

3. Tanrı yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.


Ayet: Bu ruhsal huzur hali kutsaldır, çünkü en yüce güçten gelir ve insana gerçek huzuru verir.


Gerekçe: "Yedinci günün kutsanması ve kutsallaştırılması" ruhsal huzur halinin kutsallığını ve insan hayatındaki önemini simgeler.


4. Göğün ve yerin yaratılış öyküsü: RAB Tanrı göğü ve yeri yaratmıştı.

4. Göğün ve yerin yaratılış öyküsü: RAB Tanrı göğü ve yeri yaratmıştı.


Ayet: İnsan, en yüksek iyiyi ve ruhsal huzuru aradığında, bu şekilde oluşur ve gelişir.


Gerekçe: "Göklerin ve yerin kökeni" insanın ruhsal büyüme ve gelişim sürecini sembolize eder.


5. Yeryüzünde yabanıl bitkiler yoktu, tarlada ekin bitmemişti. Çünkü RAB Tanrı henüz yeryüzüne yağmur yağdırmamıştı. Toprağı işlemek için insan da yoktu.

5. Yeryüzünde yabanıl bitkiler yoktu, tarlada ekin bitmemişti. Çünkü RAB Tanrı henüz yeryüzüne yağmur yağdırmamıştı. Toprağı işlemek için insan da yoktu.


Ayet: İnsanın dışsal doğası başlangıçta bilinçsiz ve verimsizdir.


Gerekçe: "Çalı ve ot" insanın dışsal doğasındaki eksiklikleri ve ruhsal iyiliğin yokluğunu sembolize eder.


6. Ama yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.

6. Ama yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.


Ayet: İnsanın içsel doğasından, dışsal doğasını arındıran ve canlandıran ruhsal bir güç yükselir.


Gerekçe: "Sis" insanın içinden yükselen ve dışsal doğasını etkileyen ruhsal gücü simgeler.


7. RAB Tanrı Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.

7. RAB Tanrı Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.


Ayet: En yüce güç, insanın dışsal doğasına hayat verir ve bu doğa ruhsal olarak bilinçlenir.


Gerekçe: "İnsanın toprağın tozundan yaratılışı" insanın dışsal doğasının yeniden canlanmasını sembolize eder. "Yaşayan bir ruhun üflenmesi" insanın içine ruhsal yaşamın girmesini ifade eder.


8. RAB Tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem’i oraya koydu.

8. RAB Tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem’i oraya koydu.


Ayet: İnsan, büyüyebileceği ve kendini mükemmelleştirebileceği ruhsal bir cennete yerleştirilir.


Gerekçe: "Aden bahçesi" sevgi ve uyumun hüküm sürdüğü ruhsal bir cenneti sembolize eder. "Doğu" tüm iyiliğin ve gerçeğin kaynağı olan en yüce gücü temsil eder.


9. Bahçede göze hoş gelen, meyvesi güzel olan çeşitli ağaçlar yetiştirdi. Bahçenin ortasında ise yaşam ağacı ile iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

9. Bahçede göze hoş gelen, meyvesi güzel olan çeşitli ağaçlar yetiştirdi. Bahçenin ortasında ise yaşam ağacı ile iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.


Ayet: Bu ruhsal cennette, ruhsal gerçeği ve iyiliği simgeleyen ağaçlar yetişir.


Gerekçe: "Ağaçlar" ruhsal gerçekleri ve ruhsal iyiliği simgeler. "Hayat ağacı" en yüce güce ve komşuya duyulan sevgiyi temsil eder. "İyi ve kötülük bilgisinin ağacı" gerçeği yalandan ayırt etme yeteneğini sembolize eder.


10. Aden’den bir ırmak doğuyor, bahçeyi suladıktan sonra dört kola ayrılıyordu.

10. Aden’den bir ırmak doğuyor, bahçeyi suladıktan sonra dört kola ayrılıyordu.


Ayet: Bu cennetten bilgeliği simgeleyen bir nehir akar.


Gerekçe: "Nehir" en yüce güçten gelen bilgeliği simgeler.


11. İlk ırmağın adı Pişon’dur. Altın bulunan Havila sınırları boyunca akar.

11. İlk ırmağın adı Pişon’dur. Altın bulunan Havila sınırları boyunca akar.


Ayet: İlk nehir, sevgiden gelen ruhsal anlayışı simgeler.


Gerekçe: "Pişon" ruhsal anlayışı simgeler. "Havila ülkesi" ruhsal gerçeği ve iyiliği algılayabilen ruhu yansıtır.


12. Oranın altını iyidir. Ayrıca reçine ve oniks taşı da vardır.

12. Oranın altını iyidir. Ayrıca reçine ve oniks taşı da vardır.


Ayet: Bu ruhsal anlayışta iyi ve gerçek bulunur.


Gerekçe: "Altın" ruhsal iyiliği simgeler. "Bdellium ve oniks" ruhsal gerçeği temsil eder.


13. İkinci ırmağın adı Gihon’dur. Kuş sınırları boyunca akar.

13. İkinci ırmağın adı Gihon’dur. Kuş sınırları boyunca akar.


Ayet: İkinci nehir, ruhsal meselelerin anlaşılmasını simgeler.


Gerekçe: "Gihon" ruhsal meselelerin anlaşılmasını simgeler. "Kuş ülkesi" ruhsal bilgiyi algılayabilen ruhu simgeler.


14. Üçüncü ırmak olan Dicle, Asur’un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat’tır.

14. Üçüncü ırmak olan Dicle, Asur’un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat’tır.


Ayet: Üçüncü nehir, iyiyi kötüden ayırt etme yeteneğini simgeler. Dördüncü nehir, ruhsal bilgiyi simgeler.


Gerekçe: "Hiddekel" ayırt etme yeteneğini simgeler. "Asur" rasyonel zihni yansıtır. "Fırat" ruhsal bilgiyi simgeler.


15. RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem’i oraya koydu.

15. RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem’i oraya koydu.


Ayet: İnsanın, ruhsal cennette bulunan tüm iyi şeylerden zevk almasına izin verilir, ancak bunları kendisinin olarak görmemelidir.


Gerekçe: "Bahçeyi işlemek ve korumak" insanın ruhsal büyümesini ve gelişimini önemseme sorumluluğunu simgeler, tüm iyiliğin en yüce güçten geldiğini unutmamak gerekir.


16. Ona, Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin diye buyurdu,

16. Ona, 'Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin' diye buyurdu,


Ayet: İnsanın ruhsal gerçeği ve iyiliği öğrenmesine izin verilir.


Gerekçe: "Bahçedeki tüm ağaçların meyvelerinden yemek" ruhsal gerçeğin ve ruhsal iyiliğin vahiyini ve kabulünü simgeler.


17. Ama iyiyle kötüyü bilme ağacının meyvesini yemeyeceksin. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.

17. 'Ama iyiyle kötüyü bilme ağacının meyvesini yemeyeceksin. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.'


Ayet: İnsanın, sadece kendi gücünü ve deneyimini kullanarak ruhsal gerçeği ve iyiliği öğrenmeye çalışmasına izin verilmez.


Gerekçe: "İyi ve kötülük bilgisinin ağacı"nın meyvesini yemek, sadece akıl ve deneyim yardımıyla ruhsal gerçeği ve iyiliği öğrenmeye çalışmayı simgeler. "Ölüm" ruhsal yaşamın kaybını ifade eder.


18. Sonra, Adem’in yalnız kalması iyi değil dedi, Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.

18. Sonra, 'Adem’in yalnız kalması iyi değil' dedi, 'Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.'


Ayet: İnsan ruhsal yaşamı tek başına tam olarak gerçekleştiremez, en yüksek iyiyle bir bağlantıya ihtiyacı vardır.


Gerekçe: "Yalnızlık" insanın en yüce güçle bağlantı kurmadan ruhsal yaşamı tam olarak gerçekleştirememesini simgeler.


19. RAB Tanrı yerdeki hayvanların ve gökteki kuşların hepsini topraktan yarattı. Onlara ne ad vereceğini görmek için Adem’in yanına getirdi. Adem hangi canlıya ne ad verdiyse, o canlı o adla anılmaya başladı.

19. RAB Tanrı yerdeki hayvanların ve gökteki kuşların hepsini topraktan yarattı. Onlara ne ad vereceğini görmek için Adem’in yanına getirdi. Adem hangi canlıya ne ad verdiyse, o canlı o adla anılmaya başladı.


Ayet: İnsan, farklı ruhsal durumları ayırt etme yeteneğiyle donatılmıştır.


Gerekçe: "Hayvanlar ve kuşlar" insanın ayırt edebildiği farklı ruhsal durumları sembolize eder.


20. Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlarla kuşlara ad koydu. Ama kendisine uygun bir yardımcı bulamadı.

20. Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlarla kuşlara ad koydu. Ama kendisine uygun bir yardımcı bulamadı.


Ayet: İnsan bu ruhsal durumları ayırt edebilse bile, yine de en yüksek iyiyle bir bağlantı özlemini çeker.


Gerekçe: İnsana ruhsal gerçeği yalandan ayırt etme yeteneği verilmiş olsa bile, yine de en yüksek iyiyle bağlantı arar.


21. RAB Tanrı Adem’e derin bir uyku verdi. Adem uyurken Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini aldı, yerini etle kapladı.

21. RAB Tanrı Adem’e derin bir uyku verdi. Adem uyurken Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini aldı, yerini etle kapladı.


Ayet: İnsana, dışsal doğasını hissetme ve bunun farkında olma yeteneği verilir.


Gerekçe: "Derin uyku" insanın en yüce gücün etkisine açık olduğu durumu simgeler. "Kaburga" insanın dışsal doğasını sembolize eder.


22. Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e getirdi.

22. Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e getirdi.


Ayet: İnsanın dışsal doğası yeniden canlandırılır ve insanın içsel doğasıyla birleştirilir.


Gerekçe: "Kadının kaburgadan yaratılışı" insanın dışsal doğasının yeniden canlanmasını ve bunun içsel, ruhsal doğasıyla birleşmesini simgeler.


23. Adem, İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir dedi, Ona Kadın denilecek, çünkü o adamdan alındı.

23. Adem, 'İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir' dedi, 'Ona 'Kadın' denilecek, çünkü o adamdan alındı.'


Ayet: İnsan, dışsal ve içsel doğasının birliğini fark eder.


Gerekçe: "Kemiklerimden kemik, etimden et" insanın dışsal ve içsel doğasının birliğini sembolize eder.


24. Bunun için adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak ve ikisi tek beden olacak.

24. Bunun için adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak ve ikisi tek beden olacak.


Ayet: İnsanın içsel ve dışsal doğası bir bütün oluşturur.


Gerekçe: "Erkek, annesini ve babasını terk edecek" insanın önceki ruhsal durumlardan ayrılmasını sembolize eder. "Karısına bağlanacak" yeni bir ruhsal durumla birleşmeyi simgeler.


25. Adem de karısı da çıplaktılar, ama utanç nedir bilmiyorlardı.

25. Adem de karısı da çıplaktılar, ama utanç nedir bilmiyorlardı.


Ayet: Ruhsal gerçek ve iyilikle uyum içinde yaşayan insan, içsel huzur ve uyum hisseder.


Gerekçe: "Çıplaklık" içsel saflığı ve masumiyeti simgeler. "Utanç" günahın farkına varılmasını simgeler.


Bu web sitesi, Emanuel Swedenborg'un (1688-1772) "Arcana Coelestia" (1756) adlı eserine dayanarak Tekvin 1'in kısaltılmış bir açıklamasını sunmaktadır. Swedenborg, Tekvin 1'in, yalnızca harfiyen okunduğunda tam olarak anlaşılamayan, göksel sırları ve manevi öğretileri içerdiğine inanıyordu. Swedenborg, insanların kendi yaşamlarını daha iyi anlamalarına ve ruhsal olarak gelişmelerine yardımcı olmak için bu derin anlamları ortaya çıkarmak istemiştir.

-1-   -2-   -3-   -4-   -5-   -6-   -7-   -8-   -9-